Kebab mı Kebap mı? İşte O Mühim Soru!
Hayatın en önemli sorularından biri nedir diye soracak olursanız, cevabım kesinlikle şu olur: Kebab mı kebap mı? Yani, tek bir kelimenin doğru yazımı yüzünden bu kadar kafa karıştıran başka bir şey var mı? İsterseniz biraz eğlenelim, biraz da düşünelim. Çünkü bu mesele, sadece yazım hatasından öte, bir dil meselesi, bir kültür meselesi, hatta bir yaşam felsefesi! Hadi, bir bakalım bu kebap meselesine.
Kebab mı Kebap mı? Hangi Kelimeyi Seçmeli?
Şimdi, bu konuda net bir görüşe sahip olmayanlar, gerçekten büyük bir ikilemde. “Kebab mı kebap mı?” sorusuna gelince, bir dakika, dur! Bu soru aslında en başından beri daha büyük bir soruyu gizliyor. Bir yanda dil kuralları, diğer yanda halk arasında sıkça duyduğumuz yanlış kullanım. Ne yazık ki, her ikisi de bizim için “doğru” olabilir. Ama işin komik yanı, bunun üzerine bir süre düşündükçe kafamızın daha da karışması. Hani “bunu doğru yazmazsam dünya yıkılır mı?” diye düşünmeye başlıyoruz. Yok, yıkılmaz ama yazarken beynim biraz karışıyor.
Ben İzmir’de yaşıyorum ve buranın kebabı… Vay be! O yüzden bu soru sadece bir yazım hatasından ibaret değil, kelimenin her iki halinin de ardında bambaşka bir kültür var. Hangi kelimeyi kullanırsam daha havalı olurum? Kebap mı, kebab mı? O kadar da önemli mi? Ama işte, küçük şeyler büyük anlamlar taşıyor, değil mi?
Bir İzmirli Olarak Kebabın Peşinde
İzmir’de kebap bir sanattır. Burada kebap yemek, adeta bir ritüeldir. Kebabın peşinden gitmek, sabah işe gitmek gibi bir şeydir. Kebabı doğru yazmamışsanız, bırakın sizi İzmir’den, mahalleden bile atarlar. Bir arkadaşımın söylediği gibi: “Kebap, kebab’ın anasıdır ama kebab yazınca biraz garip olur.” O zaman ne olacak? Dediğim gibi, doğruyu söylemek gerekirse, hem kebap hem de kebab meyvelerini vermiş bir kültür. Her ikisinin de tadı güzel ama yazımı bir türlü çözemiyorum.
Bir gün, arkadaşım Faruk’la kebapçıya gittik. İki porsiyon kebap söyledik, ama konuyu bir şekilde yazım farklarına getirdim. O da şaşkın bir şekilde bana bakarak: “Ne yani, kebap mı kebab mı sorusuyla bizim midemizi bulandırma!” dedi. O an, “Evet, sanırım haklısın. Hem kebap hem de kebab yerken kafa karışmasın.” diyerek konuyu kapattık. Ama içimde hep bir soru kaldı: Gerçekten doğru yazılışı ne?
Kebap mı, Kebab mı? Günlük Hayatta Ne Fark Eder?
Özellikle sosyal medya üzerinde, bu iki kelimenin doğru yazılışını savunan insanlar gördükçe bir kahkaha patlatmadan edemiyorum. Gerçekten, şu küçük mesele dünyayı bu kadar mı karıştırıyor? Bir tarafta kebap yazanlar, diğer tarafta kebab diyenler. Sanki bu iki kelimeyi doğru yazmazsan, dünyada bir şeyler ters gidecekmiş gibi bir izlenim var. Ama belki de asıl mesele, kelimenin anlamında değil, bizi en çok neyin güldürebileceğinde. Yani, aslında sadece kelimenin doğru yazılmasını beklemek değil, ondan ne kadar keyif alacağımızı düşünmek gerekiyor.
Bir an için şunu hayal ediyorum: Bir kebapçıda çalışıyorsunuz ve sipariş alıyorsunuz. Müşteri geliyor, “Bir kebap alayım,” diyor. O sırada dükkanın sahibi bir şekilde müdahale ediyor ve “Kebap mı kebab mı?” diye soruyor. Müşteri ne der? Kafası karışır mı? Ya da gerçekten bu tür detaylar insanları ne kadar etkiler? Ben bazen gerçekten bu soruyu kendi kendime soruyorum. Çünkü bir kebap siparişi verirken, yazım hatası yüzünden gerçekten kaybedilen bir şey var mı? Sonuçta kebap, kebab, aynı şeyler, değil mi?
Sonuç: Kebab mı Kebab mı? Bilmiyorum, Ama Ne Olursa Olsun Yenecek!
Sonuç olarak, kebap mı kebab mı sorusu, bir anlamda hayatta küçük şeylerin ne kadar büyük bir etkiye sahip olabileceğinin bir göstergesi. Hayat bu kadar büyük sorulardan ibaret değil, bazen sadece doğru yazımın peşinden gitmektense, küçük zevkleri, basit keyifleri kutlamak daha önemli. Kebabın tadı, yazımı bir kenara bırakın, sonunda herkesin istediği, güzel bir kebap tabağı olsun. Ya da kebab. Hangi yazım şekli olursa olsun, önemli olan bir şey var: Kebap, ya da kebab, sonunda bizimle ve tadı her şekilde güzel.